Akıllı dolgu, temelde hyalüronik asit dolgular gibi volüm yapmayan fakat kolajen sentezini tetikleyen biyo-uyarıcılardır. Mevcut dolgulardan farklı olarak, bazı kişiler ve bazı sorunlar için daha etkili bir seçenektir.
İlk kez 2010’lu yılların başında Avrupa’da devrim yaratan bir teknoloji olarak tanıtılan “akıllı dolgular”, mevcut dermal dolgulardan farklı olarak; bir biyo-uyarıcı olarak bilinmektedir. Bunun anlamı, cilt altına enjekte edildiği bölgelerde yeni kolajen üretimini uyarmasıdır. Akıllı dolgu, yeni kolajen üretimini uyarma konusundaki yeteneğe sahip PCL (polikaprolakton), poli laktik asit, kalsiyum hidroksiapatit gibi etken maddeleri içermektedir.
Bu mikroküreler, 50 yıldan daha uzun bir süredir aslında etkili bir şekilde kullanılmaktadır. Ancak, medikal estetik alanında kullanımı 2010’lu yılların başında olmuştur. Estetik bir tedavi olarak kullanıldığında, akıllı dolguların içerdiği bu bileşenler; vücudun kaybettiği kolajeni yenilemeyi desteklediği için, mevcut dolgular ile karşılaştırıldığında, cilde çok daha doğal bir şekilde ve uzun vadeli bir “lifting” etkisi sağlar.
Daha önceden tanıdığımız dolgular, genellikle “hyalüronik asit” bazlıdır. Bu dolgular, ciltte pürüzsüz etkilerinin yanısıra hacimli bir görüntü sağlar, fakat kolajeni tetikleme etkisi biyo uyaranlardan daha zayıftır.
Akıllı dolgular, çok yönlü bir tedavi seçeneğidir. Dudak veya göz altına uygulanmasa da, alın bölgesinde veya nazolabial çizgilerde kaybedilen hacmi geri kazandırmak için son derece etkilidir. Ayrıca, elde edilen doğal ve uzun vadeli sonuçlar nedeniyle çene için de sıkça tercih edilmektedir. Akıllı dolgular, genel olarak hyalüronik asit dolguların enjekte edilebildiği hemen her bölgede kullanılabilir: